YayınlarBilirkişi Raporlarında Yer Alan Teknik Hususların Yorumlanması

Mart 28, 2022

I. Genel Bilgi

Hukuki ihtilafların çözümünde, Mahkemelerin maddi vakıayı aydınlatabilmek için uzmanlık sahibi kişilerin görüş ve değerlendirmelerine başvurması kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Bu kapsamda, yargılamaya konu uyuşmazlığın temelini oluşturan olgu ve olayların saptanması ve teknik değerlendirmelerde bulunulması için Mahkemeler de bilirkişilik kurumuna ihtiyaç duymakta ve başvurmaktadır.

Bizler de bu çalışmamızda, Türk Hukuku bakımından yargılama esnasında mahkemelerin hangi durumlarda bilirkişilik müessesine başvurabileceğini, ceza, hukuk ve idari yargılama bakımından bilirkişi raporunun delil niteliği ve bağlayıcılığını, bilirkişi raporlarında bulunması gereken unsurları inceleyerek hukuk bürolarının bilirkişi raporlarında yer alan teknik hususların yorumlanmasında hangi yöntemlerin seçilmesi gerektiğini ele alacağız.

II. Bilirkişi Raporunun Türk Hukukunda Delil Niteliği ve Bağlayıcılığı

1) Bilirkişi Raporunun Delil Niteliği ile Bilirkişi Raporu Alınması Gerektiren Durumların Ceza Hukuku Bakımından Değerlendirilmesi

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (“Ceza Muhakemesi Kanunu”) 63. Maddesi uyarınca, ceza yargılamasına konu olan bir uyuşmazlığın çözümünün uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektirdiği hallerde, bilirkişi veya bilirkişi heyeti soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafından atanabilmektedir. Yine aynı maddenin devamında, genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Ceza yargılaması bakımından; bilirkişi raporları, Cumhuriyet Savcısını veya Mahkemeyi bağlayıcı nitelikte bir delil olmayıp karar verilirken bilirkişi raporunun da diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirilmesi gerekmektedir. Yargıtay da bilirkişi raporlarının mahkemeler açısından bağlayıcı nitelikte olmadığını takdiri delil olduğunu ancak delilleri değerlendirme araçlarından biri olduğunu kabul etmektedir.

2) Bilirkişi Raporunun Delil Niteliği ile Bilirkişi Raporu Alınması Gerektiren Durumların Hukuk Yargılaması ve İdari Yargılama Bakımından Değerlendirilmesi

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (“Hukuk Muhakemeleri Kanunu”) 266. Maddesi uyarınca; mahkemeler, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verebilecektir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamamaktadır. Bilirkişi raporları, ceza yargılamasında olduğu gibi hukuk yargılaması bakımından da takdiri delil niteliğinde olup bilirkişi raporlarının diğer delillerle birlikte mahkemeler tarafından serbestçe değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bilirkişi incelemesi sadece hukuk veya ceza yargılamalarına özgü bir yöntem olmayıp idari yargıda da bilirkişi incelemesi yapılması mümkündür. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (“İdari Yargılama Usulü Kanunu”) 31. maddesi uyarınca, bilirkişi incelemesine ilişkin yapılacak işlemlerin icrasında Hukuk Muhakemeleri Kanunu uygulanacaktır. Yukarıda açıkladığımız üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre de çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, Mahkeme, taraflardan birinin talebi üzerine yahut re’sen bilirkişinin görüşüne başvurabilecektir.

III. Bilirkişi Raporunda Bulunması Gereken Unsurlar

3 Ağustos 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 30143 sayılı Bilirkişi Yönetmeliği’nin (“Yönetmelik”) 55. maddesinde, bilirkişi raporunda bulunması gereken şekli unsurlar belirtilmiştir. Buna göre bilirkişi raporunda; görevlendirmeyi yapan merciin, dosya numarasının, yargılamanın taraflarına ait bilgilerin, görevlendirme tarihinin ve süresinin, incelemenin konusunun, Bilirkişiden gözlemlenmesi ve incelenmesi istenen maddi unsurların, inceleme yönteminin, bilimsel ve teknik dayanakların, gerekçeli sonuç bölümünün, raporun düzenlenme tarihinin, bilirkişi gerçek kişi ise adı ve soyadı, unvanı, sicil numarası ve imzasının, bilirkişi tüzel kişi ise ticaret unvanı, kanuni temsilcisinin adı ve soyadı, tüzel kişi adına raporu tanzim eden gerçek kişi bilirkişinin adı ve soyadı ile sicil numarası ve imzasının bulunması gerekmektedir.

Yine aynı Yönetmeliğin 55/2. Maddesi uyarınca, birden fazla bilirkişi görevlendirilen durumlarda, Bilirkişiler arasında farklı görüşler olması halinde, bu hususlar raporda ayrı ayrı açıklanır. Farklı görüşler ayrı bir rapor halinde de mahkemeye sunulabilir.

Yönetmeliğin 55/3. Maddesine göre, Bilirkişi Raporu’na incelemeye esas maddi unsurları belgeleyen ve sonuçların açıklanmasına yardımcı olan şema, harita, kroki, fotoğraf, tablo ile diğer kayıt ve belgeler de eklenir.

Ayrıca, Yönetmeliğin 55/4. Maddesinde, Bilirkişilerin tanzim edecekleri raporca ve sözlü açıklamaları sırasında hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunması yasaklanmıştır.

IV. Bilirkişi Raporunda Yer Alan Teknik Hususların Hukuk Büroları Tarafından Yorumlanmasında Seçilecek Yöntemler

1) Müvekkil Şirketlerin İlgili Departmanlarından Konuya İlişkin Bilgilerin Toplanması

 

Bilirkişi raporlarında yer alan teknik hususların yorumlanmasında hukuk büroları tarafından seçilebilecek yöntemlerden bir tanesi de müvekkili olan şirketlerin bünyesinde yer alan departmanlardan destek alınmasıdır. Bu husus, müvekkil şirketlerin içerisindeki uzman kadrolar tarafından gerek hukuki uyuşmazlığın doğmasına sebebiyet veren sürecin bilinmesi, gerekse teknik hususların yorumlanmasının kolaylaştırılabilmesi bakımından önem arz etmektedir.

2) Uzman Görüşü Alınması

Uzman görüşü hukuki bir uyuşmazlık veya bu uyuşmazlık nedeniyle açılmış bir yargılamada özel ve teknik bilgiye ihtiyaç duyulan hallerde alanında uzman kişilere taraflarca hazırlatılarak sunulan bilimsel bir rapordur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre de “Uzman Görüşü” takdiri delil olarak kabul edilmektedir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 293. Maddesine göre; taraflar, dava konusu olayla ilgili olarak, uzmanından bilimsel mütalaa alabilmekte, ancak sadece bu nedenle ayrıca süre istenememektedir.

Yine, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 67/6. Maddesi uyarınca; Cumhuriyet savcısı, katılan, vekili, şüpheli veya sanık, müdafii veya kanuni temsilci, yargılama konusu olayla ilgili olarak veya bilirkişi raporunun hazırlanmasında değerlendirilmek üzere ya da bilirkişi raporu hakkında, uzmanından bilimsel mütalaa alabilmekte, ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’yla aynı doğrultuda yalnızca bu nedenle ilgililer yine süre isteyememektedir.

Adli makamlar tarafından dosyanın rapor alınmak üzere bilirkişiye gönderilmesi halinde, taraflarca dosyaya sunulan uzman görüşü, bilirkişilerin kanaatinin oluşmasında etkisi göz ardı edilemeyecek kadar önem arz etmektedir. Yine hukuki uyuşmazlığın yargılamaya dönüşmesinden önce taraflarca alınacak uzman görüşü olası bir yargılamanın temelini oluşturmakta ve taraflarca ileri sürülen iddiaların desteklenmesini sağlamaktadır.

3) Teknik Hususun Bağlı Olduğu Mevzuatın Değerlendirilmesi

Yukarıdaki açıklamalarımızda da belirttiğimiz üzere, her ne kadar hukuki uyuşmazlığın çözümünün uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektirdiği hallerde bilirkişi raporu alınabiliyorsa da teknik hususların da bağlı bulunduğu mevzuatla birlikte değerlendirilmesi ve bu şekilde bilirkişi raporlarının yorumlanması gerekmektedir.

Örneğin, hatalı tıbbi uygulamadan (malpraktis) doğan hukuki uyuşmazlıklar kapsamında alınacak bilirkişi raporlarının tıbbi uygulamaların bağlı bulunduğu mevzuata göre yorumlanması gerekmekte, yine imara ilişkin uyuşmazlıklar bakımından da bilirkişi raporlarının imar mevzuatının değerlendirilerek yorumlanması gerekmektedir.

Bu kapsamda, bilirkişi raporlarının yasal mevzuat çerçevesinde teknik ve hukuki anlamda yorumlanabilmesi ve süreç takibinin etkili şekilde yapılabilmesi için teknik ve hukuki alanda uzmanlaşmış deneyimli bir kadrodan (iş sağlığı ve güvenliği uzmanı, mimar, grafolog vb.) profesyonel destek alınması önerilmektedir.

V. Bilirkişi Raporlarının Yorumlanması Sürecinin ALSP Aracılığıyla Yönetilmesinin Hukuki Uyuşmazlığın Tarafları Bakımından Önemi

Yukarıdaki açıklamalarımızda da detaylarıyla izah ettiğimiz üzere, hukuki uyuşmazlıkların konusu olan maddi vakıaların aydınlatılmasında gerek adli makamların gerekse bilirkişilerin kanaatinin oluşması bakımından sürecin profesyoneller aracılığıyla etkin bir şekilde yürütülmesi önem arz etmektedir.

Bu kapsamda ALSP’ler teknik ve hukuki alanda uzmanlaşmış profesyonel kadrosuyla bilirkişi raporlarının tanzim edilmesinden önce ve sonra sürecin etkin ve hızlı bir şekilde yönetimine önemli katkı sağlamaktadır. Sürecin hızlı ve etkin bir şekilde yürütülerek sonuca ulaşılması da hukuki uyuşmazlık taraflarının katlanacakları maliyetleri de azalmaktadır. ALSP’ler hızlı, çözüm odaklı yapısı ve alanında uzman teknik kadrosu ile sürecin etkin yönetimini sağlamakta, böylece yürütülen süreç neticesinde lehe sonuçlar alınmaktadır.